Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Bursa Şubesi üyeleri, çocuk terbiyesi üzerine bir söyleşide biraraya geldiler.
Yedi Renkli Çınar İlköğretim Okullarında gerçekleştirilen MÜSİAD Bursa Şubesi Hizmet Sektör Kurulu Dost Meclisi toplantısında MÜSİAD üyesi işadamları, Yedi Renkli Çınar İlköğretim Okulları’ndan Öğretmen İbrahim Güler tarafından çocuk terbiyesi ve aile bireyleri arasında yaşanan çatışmalar konusunda bilgilendirildi.
Dost meclisi toplantısının açılışında konuşan MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı Hasan Çepni, üyeleri bilgilendirici bu tarz seminerlerin giderek artacağını, gerek iş hayatına yönelik gerekse de aile hayatına, sosyal hayata yönelik bilgilendirici toplantılar düzenleyerek, üyelerine katkı sağlamaya devam edeceklerini ifade etti.
MÜSİAD’ın sektör kurullarında hizmet sektör kurulunun ayrı bir yeri olduğunu belirten Çepni, bu toplantılarda hizmet sektöründe faaliyet gösteren üyelerle istişare ederek, sorunlara çözüm arayışında olduklarını ve bu yüzden de dost meclisi toplantılarının önemli olduğunu söyledi.
AYNI DİL KONUŞULAMAZ OLDU
MÜSİAD Bursa Şubesi Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Ali Nazım Tekelioğlu’nun başkanlığında gerçekleştirilen toplantının ikinci kısmında ise, MÜSİAD üyelerine çocuk terbiyesi üzerine bilgiler verildi.
Öğretmen İbrahim Netspor Güler yaptığı konuşmada kuşak çatışmalarına dikkat çekti. Güler, “Her kuşakta babalar ve oğulları arasında mutlaka çatışmalar olmuştur, olmaya da devam edecektir. Aynı şekilde anneler ve kızları için de bu durum geçerlidir. Geçmişte çocuklar babaları gibi giyinirken, şimdi babalar çocukları gibi giyinmeye başladı. Bu durum gösteriyor ki, çocuklarımız bizleri kuşatmış vaziyetteler” diye konuştu.
“Bir büyük geldiğinde ayağa kalkmayan hatta ayak ayak üstüne atmış vaziyette duran bir nesil yetişiyor” diyen Güler şunları söyledi:
“Bir büyük geldiğinde ayağa kalkmayan çocuklar yetişmeye başladı. Aile büyükleri evde kendi sorumluluklarını yeterince yerine getirmeyince çocuklarda doğal olarak gördükleri yanlışları uygulamaya başladı. Sorun olarak gördüğümüz bu yöndeki davranış yanlışlıklarının başlangıç noktası aslında örnek alınan aile büyükleridir. Sonuç olarak içi yağma edilen çocuklar, metruk çocuklar, duyguları terk edilmiş çocuklar yetişiyor. Babalar ile oğulları, anneler ile kızları artık aynı dili konuşamaz oldu.”