AB-Türkiye ilişkilerinde yeni başlangıç ana temasıyla gerçekleşen ve BALKANTÜRKSİAD’ın Facebook hesabından canlı yayınlanan toplantıda konuşan İlhan Küçük, 2005 yılından bu yana süren müzakerelerin uzadığına atıfta bulunarak “İki tarafta da çok kırılma noktaları oldu. Türkiye bazen kendi yolundan gitmek istiyor, bölgesel güç olma isteğiyle. AB de zaman zaman Türkiye’yi anlamıyor veya anlamak istemiyor. Türkiye insanı Avrupalıdır. Biz samimiyetimizi modern yüzümüzü mutlaka göstermeye devam etmeliyiz” dedi.
BALKANTÜRK Akademi Başkanı, BALKANTÜRKSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Şehzan Seçen moderatörlüğünde gerçekleşen programda konuşan BALKANTÜRKSİAD Başkanı Berat Tunakan, “14 Nisan 1987’deki tam üyelik başvurumuzdan bu yana 34 yıl geçti. Türkiye’nin AB üyeliği için zaman zaman ‘uzun ince bir yol’ denir. Evet, yollar bazen inişli çıkışlı, bazen asfalt, bazen de taşlı topraklı olabiliyor. Galiba önemli olan şartlar ne olursa olsun, aynı kararlılıkla ve tabii ki yapılması gerekenleri de yerine getirerek yolculuğa devam etmektir. Muhataplarımız bazen farklı düşünseler de, bize ‘aday ülke’ dense de, biz her durumda kendimizi Avrupa’nın bir parçası olarak görüyoruz. Çünkü sosyal faaliyetlerden ekonomik iş birliklerine kadar Avrupa ülkeleri ile iç içeyiz. İhracatımızın yarısını AB üyesi ülkelere yapıyoruz. Bursa’nın da burada çok önemli bir paya ait olduğunu unutmayalım” diye konuştu.
BALKANTÜRK Eğitim Vakfı (BEV) Başkanı Aytuğ Onur da, “Özellikle geçen yıl zor bir yıl oldu. Tarihin kırılma noktalarını hep birlikte yaşadık. Yaşam alışkanlıklarımızın değiştiği, dijitalleşmenin yaşamımızın her noktasına nüfus ettiği hızlı bir dönüşüme sahip olduk. Millet olarak yardımseverlik, şefkat ve merhamet gibi örnek hasletlerimiz, bu sürecin aşılmasında hepimize yardımcı oldu. Hızlı aşılama ile ışığın gözüktüğünü söyleyebiliriz. Üyelerimizin destekleriyle 155 öğrencimize burs veriyoruz. Bu öğrencilerimiz, tıp, mühendislik gibi önemli alanlarda eğitim görüyor. Geleceğimiz olan bu öğrencilere sahip çıkmak konusunda duyarlılık gösteren tüm üyelerimize teşekkür ediyoruz” dedi.
“AB DEMOKRAT BİR PROJEDİR”
Açılış konuşmaları sonrasında söz alan Avrupa Parlamentosu Milletvekili ve Avrupa Birliği (AB)-Türkiye İlişkileri Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı İlhan Küçük de Avrupa Birliği’nin yapısından Türkiye-AB ilişkilerine, Kopenhag kriterlerinden AB hibelerine kadar önemli konularda bilgiler Kolaybet verdi.
Avrupa Birliği için demokrasi, hukuk, insan hakları, azınlık hakları gibi konuların çok önemli olduğunu ifade eden Küçük, AB’de bazen milliyetçi akımların da olduğunu ancak parlamentoda demokratik sistemin güçlü bir şekilde işlediğini söyledi. Küçük şöyle devam etti: “AB olarak global bir güç olma düşüncesindeyiz. Ama Çin, ABD ve başka aktörlerin olduğu günümüzde bu o kadar kolay değil. Avrupa’nın da kendisini reform etmesi gerekiyor. Örneğin dış politikasında tek ses olamıyor bazen. Ekonomi anlamında belli bir yere geldi. Pandemi krizi de AB’ye büyük bir ders oldu. Milliyetçi akımlar da dönem dönem AB’de oldu. Ancak demokratik sistem, parlamentoda çalışıyor. AB demokrat bir projedir. AB’de, demokrasi, insan hakları, hukuk çok yüksek seviyededir.”
“TÜRKİYE İNSANI AVRUPALIDIR”
Türkiye’nin 2005 yılından beri AB ile müzakere ettiğini ifade eden Küçük, neden bu kadar uzadığı konusunda da fikirlerini belirtti. Küçük, “16. yıla giriliyor. Bu süreçte çok kırılma noktaları oldu her iki tarafta da. Türkiye bazen kendi yolundan gitmek istiyor, bölgesel güç olma isteğiyle. AB de zaman zaman Türkiye’yi anlamıyor veya anlamak istemiyor gibi. Avrupa Birliği’nde demokratik ve siyasi kriterler var. AB, ülkelerin iç problemlerini ve bölgesel sorunlarını kendi içine taşımak istemiyor. Türkiye insanı Avrupalıdır. Türkiye büyük bir devlet, NATO’da etkili roller alan ve ekonomik olarak güçlü bir ülke. Türkiye, modern yüzünü ve reform gücünü göstermesi gerekiyor. Biz bu süreçte Türkiye’nin her zaman yanındayız” dedi.
AB’nin 2021-2027 arasında Türkiye ve Batı Balkanlar için fon miktarını 14.2 milyar Euro olarak belirlediğini ifade eden Küçük, “STK’lar için de büyük imkanlar var. AB, parayı devletlere gönderiyordu ancak bu paralar son yıllarda STK’lar üzerinden gitmeye başladı. Örneğin Ufuk Avrupa projesi için 100 milyara yakın para ayrıldı. Başka ülkelerle birlikte girilecek 3’lü, 4’lü, 5’li projeler bu hibeleri alma konusunda ülkelere daha büyük bir avantaj sağlayabiliyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DEKİ REFORMLAR İYİ ALGILANIYOR”
Türkiye’deki konuşulan reformları da değerlendiren Küçük, “Ülkelerde hızlı reformlar olabilmesi için Avrupa’nın baskısı zaman zaman gerekiyor. Takip ettiğim üzere Türkiye’de yeni reform paketleri hazırlanıyor. TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Brüksel’e gelmesi iyi bir ortam yarattı ve Türkiye’den gelen mesajlar burada iyi algılanıyor” diyerek sözlerini noktaladı.