Türkiye’nin yüksek katma değerli ürün üretebilmesinin, markalaşmasının ihracatta güçlü bir silah olduğunu daha önce de vurguladıklarını ve bu konudaki kararlılıklarını koruyacaklarını anlatan BALKANSİAD (Balkan Rumeli Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Başkanı Naci Şahin, “Türkiye hammadde üretiminde de güçlü bir üs olmalı. İthalatımızın % 74’ünü hammadde oluşturuyor, bu oranı azaltacak adımlar atabilmeliyiz” dedi.
Hükümetin ortaya koyduğu istikrarlı programla cari açık konusunda önemli yol kat edildiğini belirten BALKANSİAD Başkanı Naci Şahin, ithalatın ilk 9 ayda yüzde 2,9 azaldığını, fakat hala Türkiye’nin toplam ihracatının, hammadde ithalatının yüzde 86’sını karşılayabildiğini söyledi.
Özellikle sanayi için gereksinim duyulan işlenmiş hammadde ithalatının önemli bir konu olduğunu vurgulayan Naci Şahin, üretim yatırımlarının bu Betasus anlamda da geliştirilmesinin önem taşımaya başladığını dile getirdi. Şahin “ ARGE ve innovasyon artık Türkiye’nin vazgeçilmez yatırım alanları olmalı. Evet, hükümetimiz ARGE’ye dönük programları çok yönlü destekliyor. Fakat, markalaşmayı güçlü kılacak geliştirme yatırımlarının önü daha da açılmalı. Bu programları destekleyen fonların daha ne kadar geliştirilebileceği tekrar tekrar tartışılmalı ve somut adımlar atılmalı” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin enerji ihtiyacının karşılanmasında maliyeti düşürecek yatırımlara girmesinin şart olduğunu söyleyen Şahin, “ Sadece ilk 9 ayda işlem görmüş yakıt ve yağ ürünlerine ödediğimiz para 14-15 milyar dolar düzeyinde. Enerji üretiminde dışa bağımlı kaynaklardan kurtulmamızı sağlayacak her yatırım çok ivedi biçimde iktisadi hayatımıza kazandırılmalı” dedi.
“Türk Malı” imajını ve Türkiye’nin itibarını güçlendirmek amacıyla hayata geçirilen TURQUALITY programını BALKANSİAD olarak desteklediklerini ifade eden Şahin, “Türkiye’nin ihracatta daha çok kazanabilmesi ancak markalaşmayla mümkün. 2011 yılında ihracat kilogram birim fiyatımız 1.46 dolardı. Bu rakamı 3 dolar seviyesine ancak markalaşarak taşıyabiliriz” ifadelerini kullandı.