“MÜSİAD olarak, 2021 yılı ve sonrasını kapsayan dönemde, birbiriyle uyumlu para ve maliye politikalarıyla ekonominin yeniden güçlü büyüme dönemine gireceğine inanıyoruz” diyen Başkan Alpay’ın açıklamaları şu şekilde:
“Genel anlamda durgun seyretmesine karşın yüzde 0,9 oranında büyüdüğümüz 2019 yılının sonunda, reel sektörün 2020 yılına ilişkin beklentileri büyük oranda olumlu seyretmekteydi. Zira yılın son çeyreğinde yüzde 6,4 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinde; iç talep, yatırımlar ve dış talep toparlanma eğilimi göstermekteydi. Nitekim birçok uluslararası kuruluşun Türkiye ekonomisi için 2020 yılı büyüme beklentisi de yüzde 5 seviyesinde yer alıyordu.
Bu minvalde yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5 oranında büyüyen ekonomimiz, bütün ekonomiler gibi Covid-19 ile ciddi bir sarsıntı yaşadı. Sadece mal ve sermayenin değil, bütün fiziki hareketliliğin neredeyse durma noktasına geldiği bu süreç; bilhassa yılın ikinci çeyreğinde iş dünyasını oldukça olumsuz etkiledi. Bununla birlikte; Ekonomik İstikrar Paketinin piyasalara nefes aldıran hamleleri neticesinde, Haziran ayı itibariyle hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Böylece pandeminin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 oranında daralan ekonomimiz, üçüncü çeyrekte ciddi bir sıçrama yaparak yüzde 6,7 oranında büyüdü. Bu dönemde yüzde 22,5 oranında artış kaydeden yatırımlar, iş dünyasının piyasalara olan güveni konusunda önemli işaretler verdi.
Pandemi süreciyle birlikte uluslararası kuruluşların yüzde 5 oranında küçüleceği tahmin edilen Türkiye ekonomisi, bizim tahminimize göre yüzde 0,5 oranında bir yılsonu büyümesiyle bu zorlu süreci geride Betvole bırakacak. Elbette pandeminin reel sektör üzerindeki etkisi tamamıyla ortadan kalkmadı. Bununla birlikte yılın ikinci yarısının, ilk yarısındaki kayıpların telafi edilmesine yönelik ciddi bir motivasyon olduğunu görüyoruz.
Bilindiği üzere 2020 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 6,7 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, bu dönemde G-20 ülkeleri arasında en başarılı performansı sergileyen ülke olmuştu. İngiltere’nin yüzde 9,6, Japonya’nın yüzde 5,8, Avro Bölgesi’nin yüzde 4,4, Almanya’nın yüzde 4,0 ve ABD’nin yüzde 2,9 oranında küçüldüğü bu dönemde Türkiye ekonomisinin tahminlerin çok üzerinde güçlü bir şekilde büyümesi, iş dünyasının 2021 yılına güvenle bakması konusunda oldukça önemli bir gelişme olmuştur.
Elbette söz konusu büyüme performansının sürdürülebilir bir niteliğe kavuşabilmesi için, önümüzde uzun ve zorlu bir yol bulunmaktadır. Bu nedenle yeni dönem olarak ifade edebileceğimiz önümüzdeki bu süreçte; bugüne kadar üretim-ticaret-yatırım üçgeninde göstermiş olduğumuz çabanın üzerine çıkarak, ihracata yönelik imalat üretimine mutlaka ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyoruz.
MÜSİAD olarak, 2021 yılı ve sonrasını kapsayan dönemde, birbiriyle uyumlu para ve maliye politikalarıyla ekonominin yeniden güçlü büyüme dönemine gireceğine inanıyoruz.
Özellikle coğrafi konum bağlamında ciddi bir avantajımız olduğunu ve bunun küresel ekonominin gelecek projeksiyonlarında ülkemize büyük bir fırsat alanı oluşturacağını düşünüyoruz. Bu fırsatın, birçok sektörümüz ve her kapasitedeki üretim gücünü kapsayacak şekilde, oldukça geniş bir çerçevede olanak tanıyacağına inanıyoruz. Bu yüzden de küresel anlamda rekabet gücümüzü artırabilmemiz için, reel sektörümüzün her türlü ölçekte üretime hazır olması gerektiğini ifade ediyoruz.”